Avrupa Parlamentosu ESG Düzenlemeleri Uygulamasını Erteleme Kararı Aldı
Avrupa Parlamentosu 3 Nisan 2025 tarihinde, önemli çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) düzenlemelerinin uygulanmasını iki yıl ertelemeyi öngören kararı onayladı. Ertelemeye konu düzenlemeler arasında Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti (Özen Yükümlülüğü) Direktifi (CSDDD) de bulunuyor. Karar; AB’nin “Yeşil Mutabakat” hedeflerinden geri adım atmadan, şirketlerin üzerindeki bürokratik ve mali yükleri hafifletmeyi, uyum sürecine daha fazla zaman tanımayı ve yeni düzenlemelerle daha sade ve etkili bir sürdürülebilirlik çerçevesi oluşturmayı amaçlıyor.  Buna göre;
 
Yeni Uygulama Takvimi:
  • CSRD: Büyük şirketler için sürdürülebilirlik raporlama yükümlülükleri 2027’ye ertelendi.(1)
  • CSDDD: AB ve AB dışı gruplar için durum tespiti (özen) yükümlülükleri, şirketlerin büyüklük ve gelirine bağlı olarak 2028 ile 2030 yılları arasında başlayacak.(2)
  • Üye Devletler: Bu değişiklikleri 31 Aralık 2025’e kadar ulusal yasalarına entegre etmek zorunda kalacaklar.
Bu ertelemenin; AB ve AB dışı şirketler için, ESG düzenlemeleri, bunların uygulanması, bu alandaki yatırım planlamaları, paydaş ilişkileri vb. alanlarda bazı sonuçlara ve stratejik fırsatlara yol açması beklenmekte. Buna göre;
 
Olası Sonuçlar:
  • Uygulamada belirsizlik ve uyum yorgunluğu: Sürekli değişen takvimler şirketlerin uyum motivasyonunu azaltabilecek ve ESG sistemlerine yönelik yatırım planlarını geciktirebilecektir.
  • İtibar riski ve rekabet eşitsizliği: Erteleme kararı, yüksek şeffaflık talep eden müşteriler ve yatırımcılarla ilişkileri zedeleyebilecek ve gönüllü raporlama yapan şirketlerle diğerleri arasındaki fark açılabilecektir.
  • Ulusal düzenlemelerde ayrışma: Almanya ve Fransa gibi bazı AB ülkeleri kendi ulusal kurallarını uygulamaya koyarak, uluslararası faaliyetleri olan gruplar için karmaşıklığı artırabilecektir.
  • Tedarik zinciri görünürlüğü: Durum tespiti, özen yükümlülüklerinin ertelenmesi, tedarikçi riskleri ve emisyonları konusunda şeffaflığı geciktirebilecektir.
  • Sivil toplum ve paydaş baskısında artış: Kamuoyu ve yatırımcıların sürdürülebilirlik verisi bekleme süreleri uzayacaktır.
 
Stratejik Fırsatlar:
  • ESG raporlama altyapısının güçlendirilmesi için hazırlık süresi kazanımı: Şirketler, entegre sürdürülebilirlik raporlama sistemi kurmak için ek zaman kazanmışlardır. Bu şekilde, uyum süreçlerinin zamana yayılma ve maliyetlerin kontrollü şekilde yönetilme imkânı doğmuştur. Bu durum, özellikle dijital altyapı oluşturma, veri toplama sistemleri kurma, raporlama kapasitesi geliştirme ihtiyacı içindeki KOBİ’ler için önemlidir.
  • Tedarikçi ilişkilerinin geliştirilmesi: Değer zinciri boyunca tedarikçilerle, ayrıca STK’lar ve kamu kurumları ile iyi iş birlikleri ve kapasite geliştirmek için daha fazla zaman tanınmıştır.
  • Liderlik ve fark yaratma: Sorumlu tedarik ve şeffaflık konularında öncü bir konum elde etme şansı ortaya çıkmıştır. Ertelemeye rağmen erken faaliyete geçen şirketler, yatırımcılar ve müşteriler nezdinde daha fazla güvenilir ve sürdürülebilir olarak algılanabilecektir.
  • Küresel standartlara uyum: ISSB, SEC, CBAM, GRI vb. küresel standartlarla daha iyi uyum sağlama imkanı ortaya çıkmıştır. Sürdürülebilirlik kriterleri ve stratejilerinin, iş modellerine entegrasyonu sırasında daha derin stratejik analizler yapılabilecektir.
 
Özellikle makine, otomotiv, kimya, metal vb. imalat sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren çok uluslu şirketler ve bunların tedarikçileri bakımından önümüzdeki 24 aylık süre, öngörülen düzenlemelere hazırlık için kritik bir dönem olacaktır. Bu sektörler; AB düzenlemelerine göre yüksek enerji ve kaynak tüketimi gerektirmesi, karmaşık ve çok uluslu tedarik zincirlerine sahip olması, çevresel etkilerinin (emisyon, atık, kirlilik) yüksek olması, insan hakları ve işçi güvenliği vb. alanlarda sosyal riskler içermesi nedeniyle ertelenen uygulamaların başarısı açısından yüksek etkiye sahip sektörler arasındadır. Bu sektörlerde, uyum için erken harekete geçmenin maliyeti, beklemenin getireceği maliyetten daha düşük olacaktır. Ayrıca, ortaya çıkan stratejik fırsatların ve erken uyum avantajlarının değerlendirilmesi; yeşil finansmana erişim ve kaynak verimliliğinin artırılması bakımından önemli olacaktır.
 
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
(1) 500’den fazla çalışanı olan büyük şirketler için raporlama 2025 yerine 2027’de; diğer büyük şirketler için 2026 yerine 2028’de başlayacak. Küçük ve orta ölçekli işletmeler için raporlama yükümlülükleri 2027 yerine 2029’da başlayacak.
(2) 3.000’den fazla çalışanı ve 900 milyon Euro üzerinde cirosu olan AB şirketleri için yükümlülükler 26 Temmuz 2028’de başlayacak. Benzer ölçekte üçüncü ülke şirketleri için de aynı tarih geçerli olacak. Diğer şirketler için yükümlülükler 26 Temmuz 2029’da başlayacak. Raporlama yükümlülükleri ise, şirket türüne göre (Madde 16), 1 Ocak 2029 ya da 1 Ocak 2030’dan itibaren başlayacak
 
Kaynak: https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-10-2025-0064_EN.pdf